Duyurular

Yönetmen İsmail Güneş, Film Akademisi Çarşamba Söyleşileri'nin konuğu oldu..

 

 SAÜ Film Akademisi Çarşamba Söyleşileri kapsamında konferans veren yönetmen İsmail Güneş, Türkiye’de sinemaya üvey evlat muamelesi yapıldığını belirtti. Sinemanın şuuraltına hitap edebilen bir sanat olduğunu söyleyen Güneş, sanat hayatı boyunca “İnsan ilk gözünden kirlenir ve temizlenme de gözden başlar” anlayışını ön planda tuttuğunu söyledi.

Hemen hemen aynı nüfusa sahip olduğumuz Fransa’da yıllık satılan sinema bileti sayısının 350 milyon olduğunu, buna karşılık bu sayının Türkiye’de 25 milyonda kaldığını hatırlatan Güneş, yurt dışındaki festivallerde ödül alan iyi film ve yönetmenlerin de ilgi görmediğinden yakındı. Bir filmin ortalama 200 bin izleyici ile maliyetini karşıladığını hatırlatan Güneş, iyi filmlerin medyada yer bulamadığını dolayısıyla da bilinçli izleyici tarafından mutlaka desteklenmesi gerektiğini dile getirdi.

Televizyon- sinema ilişkisi meselesine de değinen başarılı yönetmen, “1970’lerde devletin televizyonunda haftada bir Türk filmi gösterilirdi. Ancak bu filmlerin hiçbiri ülke sorunlarına temas eden filmler değildi. Halit Refiğ, Metin Erksan, Ömer Lütfi Akad gibi yönetmenlerin filmleri ekrandan uzak tutuldu” dedi. Günümüzde de televizyonun toplumsal hayatın önemli bir yerinde durduğunu hatırlatan İsmail Güneş, “100 yıl sonra bugünkü Türk toplumunu bugünkü dizilerden anlamaya çalışan bir sosyolog, muhtemelen Türkiye’deki tek sorunun kadın erkek ilişkileri olduğunu düşünecektir” diye konuştu.

 

İsmail Güneş kimdir?

 

(d. 10 haziran 1961, samsun), film yönetmenleri derneği ikinci başkanı ve sinema eseri sahipleri meslek birliği yönetim kurulu başkanı, türk yönetmen, senarist, yapımcı.

i̇stanbul üniversitesi edebiyat fakültesini bitirdi. i̇lk sinema deneyimi olarak 1976'da üniversite hayatı sırasında natuk baytan’ın yanında reji asistanlığına başladı. 1977 yılında çektiği ilk kısa metraj filmi olan karanlık bir dönemdi adlı çalışmasıyla ilk yönetmenlik eserini verdi. film, 1982 yılında i̇fsak tarafından verilen en iyi film ödülüne sahip oldu. 1982 - 1986 yılları arasında gazetecilik yaptı. 1986’da ilk uzun metraj filmi olan gün doğmadan ile sinema yönetmenliğine geri dönüş yaptı. dünyanın en saygın film festivallerinden biri olan montreal dünya film festivali’nin yarışma bölümünde birincilik ödülü aldı. i̇ngiliz oyuncu greta scacchi’nin başkanlığındaki büyük jüri, töre ve kadına şiddet dramı olan “ateşin düştüğü yer” filmine büyük ödülü verirken, film ayrıca (uluslararası sinema yazarları birliği’nin (fipresci) büyük ödülüne de layık görüldü. 'ateşin düştüğü yer', 48'inci uluslararası antalya altın portakal film festivali'ne başvurmuş, fakat festivalde güneş'in filmi ön elemeyi geçememişti! 

Copyright © Tüm Hakları Saklıdır - Sakarya Üniversitesi Film Akademisi

Giriş Yap